Destan Ve Efsaneler


En ilginç şiirler hiç şüphesiz Germen destanlarıyla Halk efsanelerinden oluşan sözlü anlatım repartuarından yararlanan şiirlerdir. IX veya X yüzyılda yazılmış olan Waltharius -bu konudaki sayısız araştırmaya rağmen yazarı henüz kesin olarak tespit edilmemiştir, ancak Sankt Gallen Manastırı’ ndan I. Ekkehard (y. 910-973) olabileceği düşünülmektedir- edebi niteliği açısından göze çarpar. Eserde, Aquitania karalının oğlu olup sevgilisi, Burgonya kralının kızı Hildehund’ la Frank Kralı Gibisho rafaından, Hentai kendi oğlu Gunther’ in yerini almak üzere gönderilmiş olan Hagen’ le beraber Atilla’ nın tutsağı olan genç savaşçı Walther’ in hikayesi anlatılır. Kral Gibicho ölünce , oğlu Gunther babasının Hunlarla yaptığı antlaşmaları bozar, Hagen de Atilla’ nın kalesinden kaçarak Gunther’ e katılır. Bundan kısa bir süre sonra Walther’ le Hildegun’ da kaçmayı başarırlar ve Atilla’ nın yenilgiye uğrattığı halklardan haraç olarak aldığı hazinenin bir kısmını da yanlarına alırlar. Walther’ le Hildehund Hun İmparatorluğu’ nun Ensest Porno sınırını geçer geçmez, babasının Atilla’ ya verdiği hazineyi geri almak isteyen Gunther’ in saldırısına uğrar. Walther, Gunther’ in silah arkadaşlarıyla ir diz düelloya girer, hepsini teker teker yener ve sonunda karşısında Gunther ile onun yardımına koşmuş olan HAgen de bir gözünü kaybeder. Bu durumda mücadeleden vazgeçen üçlü Hildegund tarafından tedavi edilir, yaraları konusunda şakalaşır ve hazineyi aralarında bölüşerek vatanlarına dönerler. Gunther bir ayağını, Hagen Frank Krallığı’ na , Walther ile Hildegund da evlenecekleri Aquitnie’ ya doğru yola çıkarlar. 
  Hisperica famina’ nın yer aldığı eserlerden birinde aktarılmış olan, bir deniz filosunun bir balina tarafından turulmasının ve denizcilerin  kurtulmak için yürüttüğü mücadelenin hikayesini anlatan De gesta re (Resmi bir Olay Üzerine) farklı bir kökene ve ortama sahiptir. Letaldus de Mircu’ nin Within piscator şiiri de benzer bir konuyu işler; Roshesterli bir balıkçı olan Witgin küçük teknesiyle denize açılı ve bir balına tarafından yutulur. Witjhin, balinanın midesinde bir meşale tutuşturup tekneden geriye kalanı yakar. Balina umutsuz bir şekilde kendini kurtarmak için derinlere dalar, ama Within içeriden bıçak darbeleriyle balinanın midesini yararak kalbine kadar ulaşır. Bu arda acıktığı için balinadan parçalar kopararak ateşte pişirir, böylece onu yutmuş olan hayvanı yiyip yutmaya başlar. Dört gece boyunca mücadele eden hayvan sonunda Rochaster kumralına vurur ve halk onu parçalaıp aralarında bölüşmek için koşarak gelir. Hala içeride olan Within yardım ister ve onun sesini duyan halk dehşet içinde oradan kaçarak şehre döner ve başta piskopos olmak üzere bir alay halinde geri gelirler. Piskopos  Erotik Film  kumsala ulaşınca balinanın içindeki yaratığa karış bir şeytan kova duası okur. Within ona cevap vererek durumunu açıklar ve yine yardım ister. Bu sefer onu anlayan hemşireleri onu kurtarıp zafer alayıyla şehre görütürler. Within burada karısına kavuşur ve uzun ve mutlu bir yaşam sürer. Bu eser çok farklı bir şekilde yorumlanmış bazen bir kahramanlık şiiri, bazen basit bir zihin oyunu, bazen eğlenceli küçük bir şiir bazen bir azizin yaşam öyküsü olarak görülmüştür. Ancak son yıllarda yürütülen incelemerde, otobiyografik bir eser olabileceği ortaya atılmıştır ve bu sav daha önceki edebiyat araştırmalarının çözmediği sorunlara çözüm getirebilir. 

Düşler ve Romanlar

Cehennem Classic Porn düşlerini konu alan şiirlerin eops edebiyatını ve özellikle Aeneis’ in VI. kitabında Aeneis’ in cehenneme inişini örnek aldığı kesindir. Örneğin Walafrid Strabo (808/809-849) tarafından manzum olarak yazılmış olan Visio Wettini, Reichenau’ da keşiş ve öğretmen olan Wtti’ nin bir melek eşliğinde öteki dünyada yaptığı yolculuğu ve burada karşılaştığı ünlü cennet ve cehennem sakinlerini  konu alır. Bazen antikçağ romanlarının malzemesi de yeniden ele alınarak epos edebiyatının üslubna ve yapısına uygun şekilde, manzum olarak işlenir. Gesta Apollonii gibi metinler sadece biçimsel açıdan epos  türüne dahil olup genel anlamda, erken ortaçağda latin edebiyatında pek tanınmayan bir tür olan roman sınıfından sayılırlar.


Bkn. Edebiyat ve Tiyatro: Kitabı Mukaddes’ in Metni, Tahrif Edilmiş Metinler, Tercümeler; Yaygınlık Düzeyi, Tefsir Edebiyatı, Kitabı Mukaddes Temelli Şiirler, s. 653
extube33.club

Eski Fikirlerin Gözden Geçirilmesi Ve Yeni Fikirler

Aostalı Anselmus ve Petrus Abelardus 

Gregorius Magnus’ tan Bernard de Clairvaux’ ya (1090-1153) ve Guillaume de Saint- Thierry’ e (1085-1148) kadar uzanan monastik gelenek, doktrin alanında büyük ölçüde Augustinus’ un düşüncelerinin devamıdır. Hippo piskopsu Augustinus’ un doktrinini derinleştiren ve irade ile özgürlük kavramları başta olmak üzere bazı yönlenrini gözden geçiren Aostalı Anselmus (1033-1109) farklı bir örnektir. Özgürlüğü ‘’doğruluğun kendine ulaşma amacıyla iradenin doğrulun muhafaza etme gücü’’ (De livertate arbitrii (İradenin Özgürlüğü Üzerine) 3, Opera, Arap Porno I içinde, ed. F.S Schmitt, Seccovii, 1938), yani ahlaki görevi (dolayısıyla da ilahi iradei), bu görev dışındaki başka herhangi bir denenle değil de kendisi için yerine getirme dışındaki başka herhangi bir neden değil de kendisi için yerine getirme gücü olarak tanımlayan Anselmus’ göre ilk günahtan bireysel günahların sonuncusuna kadar her türlü günah, bu doğruluktan şaşma, yani görev değil, kişisel çıkar (commodum) tarafından yönlendirilen iradenin bir edimi, yani insanın kendi iradesiyle Tanrı’ nın iradesi arasındaki fark anlamına gelir. Augustinus’ un günah algısına göre buradaki en önemli fark ilk günah konusundadır. Anselmus, Augustinus’ un bütün insanlığın Adem’ den dolayı suçlu olduğu ve cisimleşmenin zorunlululuğu savını derinleştirir, ama Augustinus’ un ilk günahın doğasının ve Adem’ in soyundan gelenlere aktarılmasının belirlenmesi açısından bedensel arzulara atfettiği rolü büyük ölçüde gözden geçirir. Günahı iradenin doğruluğunun, yani adelatin yokluğu olarak tanımlayan Anselmus, bedensel arzuların ahlaki açıdan çok önemli olmadığını, dolayısıyla da bedensel arzuların ilk günala özdeşleştirilmemesi gerektiğini öne sürer. Günahın içsel ve isteğe bağlı boyutunu vurgulaması ve ontoloji düzleminde, her bir insanın doğasının Adem’ in doğasına dahil olmasına izin veren sağlam bir gerçekçi algı, Anselmus’ u insanların hayata geldiği anda günahla kirlenebileceği ihtimalini reddetmeye iter. Yeni bir insanın oluşumunu sağlayan cinsel eylem günahın aktarımı için bir araçtır; ama nötr bir araştır. ( insanın tohunumunda, tüküğünde veya kanında olduğundan daha fazla günah yoktur, De conceptu Opera, II içinde, Arap Porno 1940) çünkü ilk günaha zorunlu olarak eşlik eden bedensel arzu, akratılan günahı daha ciddi bir günah haline getirmez.
  Anselmus’ tan birkaç on yıl sonra, Petrus Abelardus (1079-1142) daha yeni bir kavramla günahın geleneksel algısından radikal bir şekilde uzaklaşır. Abelardus, Augustinus’ un 1138-1139) yazdığı Ethica’ nın alt başlığı Sokrates’ in bir vecizesi olan Kendini Bild’ dir), ancak bu kavram, geliştirilen günah algısı bu kavramı, Augustinus’ un günahla ilgili doktrininin bazı temel savlarıyla çakışacak şekilde radikalleştirir. Abelardus’ a göre günah, insanın içindeki doğal kötülük yapma eğilimi ile o kötülüğün fiili hali arasındaki içsel eylem, yani insanın kendi içindeki kötülük eğilimine bilinçli olarak verdiği içsel onaydır. Abelardus bu tanımla bütün insanların, arabic porn herhangi bir fiziksel kusur gibi doğal olarak sahip olduğu ahlaksızlıktan hem de ardındaki onayı günah açısından daha ciddi hale getirmeye günahkar eylemden ayırt eder. Dolayısıyla beden ve davranışlar günahkar değildir; içsellik de büyük ölçüde masumdur: Dürtüler, arzular, hatta irade bile günahkar değildir, tek suçlu, kötülük yapmayı amaçlayan o dürtülere, arzulara e iradeye verilen onaydır. Öfkeye kapılıp birisini öldüren insan veya cinsel ilişkide bulunmaya zorlanan ve bundan zevk alan bir keşiş günah işlemiş sayılmaz; ama başkasının karısını arzulamayı kendi kendine onaylayan birisi -o kadını elde edemese bile günah işlemiş olur.   Dolayısıyla onay, günah olması için hem zorunlu hem de yeterli olan şarttır. Ama kötülüğü onaylamak bireysel ve öznel ise kötü olanın Tanrı’ nın ve yasasının temelinde tespit edilişi evrensel ve nesneldir. Nitekim Abelardus’ a göre, ‘’ona, Tanrı’ yı gor görmek ve ona karşı suç işlemek’’ demektir. (Ethico). 
   Abelardus’ un günahın indian porn geleneksel algısına karşı takındığı bu tutumun sayısız ve son derece geniş kapsamlı sonuçları olur. Dış eylemin hiçbir şekilde günah anlamına gelmemesi hem günah ile işlenen suç arasında kesin bir ayrım olduğu hem de tövbekarlık sakramenti konusundaki tartışma içerisinde çok net bir tavrın alındığı anlamına gelir, bir yandan günahkarın niyetlerini göz önüne almadan tüm günahları kuralların ihlali ve ilgili yaptırımlarla bağdaştıran , yasalara körü körüne bağlı günah liseli algısına karşı çıkar, diğer yandan tamamıyla içsel olan bir günahı giderme işlevini neredeyse sadece tövbekarın içsel ıstırabına atfeder. Bunun yanı sıra ahlaksızlığın günah değil, sadece  doğal bir eğilim olduğu düşüncesi, bedenle ruhun yozlaşmış olmasının ancak kesişlerin öğrettiği gibi bedenin cezalandırılması, dünyadan feragat ve Tanrı’ ya doğru yükselme yoluyla telaffi edebileceğine dair yüzyıllardır yaygın olan düşüncesiyle çakışır. Ayrıca günahın sadece bilinçli ve öznel onayın olduğu yerde var olması fikri, bir yandan cehalet günahının imkansız olduğunu savunmaya izin verir, dolayısıyla İsa’ nın çarmıha gerilmesinin Tanrı’ yı hor görme anlamına geldiğini idrak etmeyenlerin masum olduğu ilan edilebilir; diğer yandan da insanların atalarının günarlarını devralması ihtimalinin reddedilmesine izin verir, dolayısıyla da Augustinus’ un günah algısının temellerinden biri olan ilk günahın doğum yoluyla aktarılması ikri reddedilmiş olur.

  Abelardus’ un arab sex 
günah algısıyla ilgili, İsa’ yı çarmıha gerenlerin masumiyeti gibi en uç savlar kısmen -hatta Abelardus’ un kendisi tarafından bile reddedilir, kısmen radikal yönleri yumuşatılır. Petrus Lombardus’ un (y.1095-1160) 1155-1157 arasında yazılan ve sonradan üniversite teologları eylemin günahın varlığında ve ciddiyetinde oynadığı belirleyici rolün önemi hem de tövbekarlık sürecinde merkezci önem taşıyan ve tamamıyla içsel olan pişmanlığa, rahibe günah çıkartma ve telafi etmesi zorunluluğu kabul edilmişti. Ancak Abelardus’ un , günahın temelde ardındaki niyetten oluştuğu fikri, sonradan geliştirilen düşüncelerin değişmez temeli olarak kalır; skolastik teologların irade, akıl, cinsellik ve dış şartların birleşerek günaha neden olması konusunda takındığı tutumlar birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, hiç kimseo eylemin doğuşu ile telafisinin, bilincin bireysel ve içsel alanında gerçekleştiğinden kuşku duymaz.

Montaigne - Yalnızlık

DIRDIRCILAR M ı zm ı z, d ı rd ı rc ı insanlar ı hiç sevmem; bu adamlar ya ş aman ı n sevinçlerine yan çizer, dert...